"TAĞUT" NEDİR?

“Lâ ilâhe illallah” kelimesi, İslam’ın temel inanç ilkesi olan tevhidin özünü ifade eder ve “Allah’tan başka hak mabut ilah yoktur” anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de bu kelime doğrudan içeriği ve anlamı birçok ayette tevhid inancının vurgusu olarak yer alır. “Lâ ilâhe illallah”ın tağutu inkâr anlamına geldiği noktasına Kur’an ayetleri, hadisler ve İslam alimlerinin yorumları ışığında açıklayacağım.

“Lâ ilâhe illallah” ve “Tağutu İnkâr” Aynı Şeydir.

“Lâ ilâhe illallah” kelimesi, iki temel unsuru içerir:
Nefy (İnkâr): “Lâ ilâhe” (Hiçbir ilah yoktur) ifadesiyle, Allah’tan başka tüm ilahların, otoritelerin ve sahte tanrıların reddedilmesi.

İsbat (Kabul): “İllallah” (Yalnızca Allah vardır) ifadesiyle, yalnızca Allah’ın ilah, rab ve hâkim olarak kabul edilmesi.
Bu nefiy ve isbat, tevhidin özünü oluşturur. Tağut, Kur’an’da Allah’tan başka ilah edinilen, otoritesine boyun eğilen veya Allah’ın hükümlerine alternatif olarak kabul edilen her türlü varlık, sistem veya ideolojiyi ifade eder. Dolayısıyla, “Lâ ilâhe illallah” demek, tağutu inkâr etmeyi ve yalnızca Allah’ın otoritesini kabul etmeyi gerektirir.


Kur’an’da “Lâ ilâhe illallah” ve Tağut İlişkisi

Kur’an-ı Kerim’de “Lâ ilâhe illallah” ifadesinin tağutu inkârla bağlantısı, özellikle tevhid ve şirkin reddi bağlamında çeşitli ayetlerde açıkça ortaya konur. Aşağıda bu ilişkiyi açıklayan temel ayetler ve yorumları yer alıyor:

Bakara 2:256:
“Dinde zorlama yoktur. Doğru yol, sapıklıktan açıkça ayrılmıştır. Artık kim tağutu inkâr eder ve Allah’a iman ederse, kopması mümkün olmayan sapasağlam bir kulpa yapışmıştır.”

Açıklama: Bu ayet, tevhidin gerçekleşmesi için tağutu inkâr etmenin şart olduğunu belirtir. Tağut, Allah’tan başka ibadet edilen, otorite kabul edilen her şeydir (putlar, krallar, şeytan, sahte ideolojiler vb.). “Lâ ilâhe illallah”ın “lâ” kısmı, tağutun her türünü reddetmeyi ifade eder.

Tefsir: İbn Kesir, bu ayette tağutun, şeytan, putlar, kâhinler veya Allah’ın hükümlerine aykırı otoriteler olduğunu belirtir. “Lâ ilâhe illallah” demek, bu sahte otoriteleri reddetmek ve Allah’ı birlemek demektir.

Nahl 16:36:
“Andolsun ki, her ümmete, ‘Allah’a ibadet edin ve tağuttan kaçının’ diye bir peygamber gönderdik.”

Açıklama: Bu ayet, tüm peygamberlerin ortak mesajının Allah’a ibadet ve tağutu reddetmek olduğunu vurgular. “Lâ ilâhe illallah”ın özü, Allah’a ibadeti merkeze alırken tağuta boyun eğmeyi reddetmektir.

Tefsir: Taberî, tağutun “Allah’a isyanı emreden her şey” olduğunu söyler. Bu, “Lâ ilâhe illallah”ın tağutu inkâr boyutunu güçlendirir.

Zümer 39:17:
“Tağuta ibadet etmekten kaçınıp Allah’a yönelenlere müjde vardır.”

Açıklama: Tağuta ibadet etmeyi terk etmek, “Lâ ilâhe illallah”ın pratik sonucudur. Bu, Allah’tan başka hiçbir varlığa ilahlık atfetmemeyi içerir.

Tefsir: Elmalılı Hamdi Yazır, bu ayette tağutun, Allah’ın otoritesine karşı çıkan her türlü sahte güç olduğunu belirtir.

A’râf 7:59, 65, 73, 85 (Peygamberlerin tebliğleri):
Nuh, Hud, Salih ve Şuayb (a.s.) gibi peygamberlerin kavimlerine “Lâ ilâhe illallah” mesajını ilettiği ayetlerde, tağutun reddi dolaylı olarak vurgulanır. Örneğin, Nuh (a.s.) kavmine: “Allah’tan başkasına ibadet etmeyin” (A’râf 7:59) derken, putları ve sahte otoriteleri (tağutu) reddetmelerini istemiştir.


Tağut Nedir?

Kur’an’da “tağut” kelimesi, tekil ve çoğul (tavâğît) olarak 8 yerde geçer (Bakara 2:256, 257; Nisâ 4:51, 60, 76; Mâide 5:60; Nahl 16:36; Zümer 39:17). Tağut, şu anlamlara gelir:

Sözlük anlamı: Haddi aşan, azgınlık yapan, sapkınlıkta ileri giden.

Dinî anlamı: Allah’ın otoritesine karşı çıkan, ilahlık veya rablik iddia eden her türlü varlık veya sistem. Örneğin:
Putlar ve sahte tanrılar (ör. Lât, Uzzâ).

Şeytan ve onun yoluna çağıranlar.

Allah’ın kanunlarına karşı kanun koyanlar (ör. firavun, Nemrud).

İnsanları Allah’ın yolundan saptıran ideolojiler, sistemler veya liderler.

İbn Teymiyye’ye göre, tağut, “Allah’ın otoritesine karşı çıkan ve insanlar üzerinde ilahlık iddia eden her şeydir.” İmam Malik ise tağutu, “Allah’ın kanunlarına aykırı hüküm koyanlar” olarak tanımlar.
“Lâ ilâhe illallah”ın Tağutu İnkâr Boyutu
“Lâ ilâhe illallah”ın tağutu inkârla ilişkisi, tevhidin üç boyutunda (rububiyet, uluhiyet, esma ve sıfat) kendini gösterir:

Rububiyette Tevhid:
Allah’ın tek yaratıcı, rızık verici ve kâinatın yöneticisi olduğunu kabul etmek. Tağut, bu otoriteyi gasp etmeye çalışan varlıklar veya sistemlerdir (ör. firavun, “Ben sizin rabbinizim” dedi; Enbiyâ 21:56).

“Lâ ilâhe illallah” ile Allah’ın rububiyetine alternatif tüm tağutlar reddedilir.

Uluhiyette Tevhid:
İbadetin yalnızca Allah’a yapılması. Tağut, Allah’tan başka ibadet edilen putlar, liderler veya ideolojilerdir.

“Lâ ilâhe illallah”ın “lâ” kısmı, bu sahte ilahlara ibadeti reddeder. Örneğin, müşriklerin putlara tapması tağuta ibadet olarak nitelenir (Zümer 39:17).

Esma ve Sıfatta Tevhid:
Allah’ın isim ve sıfatlarını yalnızca O’na özgü kılmak. Tağut, Allah’ın sıfatlarını (ör. kanun koyuculuk) kendine veya başkasına atfedenlerdir.

“Lâ ilâhe illallah” ile Allah’ın kanun koyucu olduğu kabul edilir, tağutun hükümleri reddedilir (Nisâ 4:60).


Hadislerle Tağutu İnkâr

Cibril Hadisi’nde “Lâ ilâhe illallah”ın tağutu inkâr boyutu doğrudan belirtilmese de, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) tebliğ pratiğinde bu açıkça görülür:

Hadis: “Kim ‘Lâ ilâhe illallah’ der ve Allah’tan başka tapılanları reddederse, onun malı ve canı korunur.” (Müslim, Îmân 23).

Açıklama: Burada “Allah’tan başka tapılanları reddetmek”, tağutu inkâr etmektir. Bu, kelime-i şehadetin tağutu reddetme boyutunu vurgular.

Hadis: “Lâ ilâhe illallah diyene, bu sözüyle Allah’tan başka ilahları reddetmişse, dokunulmazlık verilir.” (Buhârî, Cihâd 102).

Açıklama: Tağutun reddi, kelime-i şehadetin ayrılmaz bir parçasıdır.


Alimlerin Yorumları

İbn Hacer el-Askalânî: “Lâ ilâhe illallah, Allah’tan başka tüm ilahları ve tağutları reddetmeyi içerir. Bu, tevhidin temel şartıdır.”

Muhammed bin Abdulvahhab: “Lâ ilâhe illallah’ın şartı, tağuta ibadetten kaçınmak ve Allah’a ihlasla ibadet etmektir. Tağut, Allah’ın kanunlarına karşı çıkan her şeydir.”

Seyyid Kutub: “Tağut, Allah’ın hâkimiyetine alternatif olarak ortaya çıkan tüm sistemlerdir. ‘Lâ ilâhe illallah’ demek, bu sistemleri reddetmek ve Allah’ın kanunlarını kabul etmektir.”


Günümüz Bağlamında Tağut
Günümüzde tağut, sadece putlar veya sahte tanrılarla sınırlı değildir.

Alimlere göre, tağut şunları içerebilir:
Allah’ın kanunlarına aykırı ideolojiler (sekülerizm, kapitalizm, sosyalizm, demokrasi gibi Allah’ın otoritesini reddeden sistemler).

Allah’ın hükümlerine alternatif kanun koyan rejimler veya liderler.

İnsanları Allah’ın yolundan saptıran popüler kültür, medya veya sahte otoriteler.

“Lâ ilâhe illallah” demek, bu modern tağutları reddetmeyi ve yalnızca Allah’ın otoritesini kabul etmeyi gerektirir.

Tağut, Allah’ın otoritesine (hâkimiyyetullah) karşı çıkan, O’nun kanunlarına alternatif otorite veya hüküm koyan her türlü varlık, kişi, sistem veya ideolojidir (Bakara 2:256; Nahl 16:36). Bir sistemin tağut olarak nitelenmesi için şu özelliklere sahip olması gerekir:

Allah’ın yasama yetkisini (hâkimiyetini) reddetmesi.

İnsanları Allah’ın yolundan saptırması.

Allah’ın helal-haram sınırlarına aykırı hükümler koyması.

Modern bağlamda, ideolojiler tağut niteliği taşıyabilir eğer Allah’ın otoritesini dışlar veya O’nun kanunlarına aykırı bir düzen kurarsa.

 

Allah’ın Kanunlarına Aykırı İdeolojiler

1. Demokrasi
Tanım: Demokrasi, halkın egemenliğine dayanan bir yönetim sistemidir. İnsanların seçtiği temsilciler aracılığıyla yasalar yapılır ve devlet yönetilir. Çoğunluğun iradesi, yasama sürecinde belirleyici olur.

Hâkimiyet meselesi: Demokraside yasama yetkisi halka veya seçilmiş temsilcilerine aittir. Oysa Kur’an’a göre, hâkimiyet yalnızca Allah’ındır (Yûsuf 12:40; Mâide 5:44). Allah’ın kanunlarına aykırı yasalar çıkaran bir demokrasi, tağut olarak görülür.

Helal-haram sınırları: Demokratik sistemlerde çoğunluğun iradesiyle Allah’ın yasakladığı şeyler (ör. faiz, zina, içki) yasallaştırılabilir. Bu, Allah’ın otoritesine karşı çıkmaktır (Nisâ 4:60).

İnsan merkezlilik: Demokrasi, insan aklını ve iradesini merkeze alır, bu da bazı alimlere göre Allah’ın ilahlığını gölgeler.
Örnek: Bir demokratik parlamentonun, Allah’ın yasakladığı faizi veya zinayı yasallaştırması, tağuti bir hüküm olarak değerlendirilir.

Örnek: Bir demokratik parlamentonun, Allah’ın yasakladığı faizi veya zinayı yasallaştırması, tağuti bir hüküm olarak değerlendirilir.

Alimlerin yorumu: Seyyid Kutub, demokrasiyi “câhiliye sistemi” olarak niteler ve Allah’ın hâkimiyetini reddeden her düzenin tağut olduğunu savunur. Mevdudî, demokrasinin, Allah’ın şeriatıyla uyumlu olmadığı sürece tağuti olduğunu belirtir.

 

2. Sekülerizm
Tanım: Dini, devlet ve toplumsal hayattan dışlayan bir dünya görüşü. Yasama ve yönetimde Allah’ın kanunlarını değil, insan aklını veya beşeri yasaları esas alır.

Tağut özelliği: Allah’ın hâkimiyetini inkâr eder ve helal-haram sınırlarını hiçe sayar (Mâide 5:44). Örneğin, Allah’ın yasakladığı faizi, zinayı veya eşcinselliği yasallaştıran seküler yasalar, tağutun bir tezahürüdür.

Örnek: Seküler devletlerin, Allah’ın şeriatını tamamen dışlayarak kendi yasalarını dayatması (ör. bazı Batı ülkelerindeki yasalar).

Alimlerin yorumu: Seyyid Kutub, sekülerizmi “modern câhiliye” olarak tanımlar ve Allah’ın otoritesini reddeden her sistemi tağut kabul eder. Muhammed bin Abdulvahhab, Allah’ın kanunlarını dışlayan sistemlerin tağut olduğunu vurgular.


3. Kapitalizm
Tanım: Maddi kazancı, bireysel faydayı ve serbest piyasayı merkeze alan ekonomik ve sosyal sistem.

Tağut özelliği: Allah’ın ekonomik hükümlerini (ör. faiz yasağı, zekât emri) ihlal eder ve insanları tüketim, haz ve servet birikimine köleleştirir (Bakara 2:275; Tevbe 9:34).

Örnek: Faize dayalı küresel bankacılık sistemi, aşırı tüketimi teşvik eden reklamlar, servet eşitsizliğini meşrulaştıran politikalar.

Alimlerin yorumu: İbn Kayyim el-Cevziyye, faizin Allah’ın düzenine savaş açan bir tağut sistemi olduğunu belirtir. Çağdaş alimlerden Ali Şeriati, kapitalizmin insanı Allah’tan uzaklaştıran bir tağut olduğunu savunur.


4. Sosyalizm/Komünizm
Tanım: Sınıf eşitliğini hedefleyen, ancak genellikle dini reddeden veya materyalizmi esas alan ideolojiler.

Tağut özelliği: Allah’ın varlığını ve otoritesini inkâr eder, devleti veya ideolojiyi ilahlaştırır (Câsiye 45:23). İnsanları Allah’ın yolundan saptırır (Nahl 16:36).

Örnek: Tarihi örnek olarak, dinin toplumsal hayattan dışlandığı komünist rejimler (eski SSCB, Mao dönemi Çin).

Alimlerin yorumu: İbn Teymiyye, Allah’ın otoritesine karşı çıkan her ideolojinin tağut olduğunu belirtir. Mevdudî, komünizmin Allah’ı inkâr ederek tağutlaştığını savunur.

Bu Örnekleri Çoğalta Biliriz Bunlar Yeterli Konu Açısında. Bu Bilgileri Yapay Zeka ile doğruluğu tespit edilmiştir.

 

Diğer Modern Tağut Örnekleri

1. Allah’ın Hükümlerine Alternatif Yasalar Koyan Rejimler ve Liderler
Otoriter rejimler: Allah’ın kanunlarını reddeden ve kendi yasalarını dayatan diktatörlükler (ör. Allah’ın ibadetlerini yasaklayan rejimler).

İdolleştirilen liderler: İnsanların Allah yerine bağlılık gösterdiği karizmatik figürler (ör. bir lidere körü körüne tapınma).

Alimlerin yorumu: İmam Malik, Allah’ın kanunlarına aykırı hüküm koyanların tağut olduğunu belirtir.

2. Popüler Kültür ve Medya
Tüketim kültürü: İnsanları hazza ve dünyevi zevklere köleleştiren sistem (ör. sosyal medyada beğeni bağımlılığı).

Medya: Haramları normalleştiren içerikler (ör. zinayı romantize eden diziler).

Alimlerin yorumu: Yusuf el-Karadavî, tüketim kültürünün modern tağut olduğunu savunur.

3. Bilim ve Teknolojiye Tapınma
Bilimsel materyalizm: Bilimi Allah’ın yerine koyan anlayış (ör. ateizmi savunan bilimsel akımlar).

Transhümanizm: Teknolojiyi insanın yaratıcısı gibi gören ideolojiler (ör. yapay zekâ ile ölümsüzlük vadeden fikirler).

Alimlerin yorumu: Seyyid Kutub, bilimi ilahlaştıran yaklaşımların tağut olduğunu belirtir.

4. Küresel Kurumlar ve Finans Sistemleri
Faize dayalı finans sistemi: Allah’ın faiz yasağını ihlal eden küresel bankacılık (ör. kredi kartları, mortgage).

Küresel hegemonik güçler: Allah’ın adalet düzenine aykırı politikalar dayatan yapılar.

Alimlerin yorumu: İbn Kayyim, faizin tağut sistemi olduğunu vurgular.
Modern Tağutlara Karşı Müslüman’ın Tutumu
“Lâ ilâhe illallah”ın tağutu inkâr boyutu, Müslüman’a şu sorumlulukları yükler:
Demokrasi özelinde: Müslüman, Allah’ın kanunlarına aykırı yasalar çıkaran demokratik sistemlere karşı eleştirel bir duruş sergilemeli, ancak İslam’la uyumlu şura mekanizmalarını destekleyebilir.

Genel olarak:
Allah’ın otoritesini her şeyin üstünde tutmak.

Haramdan (faiz, ahlaksızlık) kaçınmak.

Tağut sistemlerine karşı İslami alternatifler üretmek (ör. İslami finans, helal medya).

İnsanları tağutun etkisinden kurtarmak için tebliğ yapmak (Nahl 16:36).
Örnek: Bir Müslüman, faizli bankalar yerine İslami finans kurumlarını tercih ederek, seküler yasalar yerine şeriatı savunarak veya ahlaksız medyaya karşı helal içerikler üreterek tağuta karşı durabilir.

 

Sonuç

“Lâ ilâhe illallah” kelimesi, Kur’an’da tağutu inkâr etmenin temel ifadesidir. Bu kelime, Allah’tan başka tüm sahte ilahları, otoriteleri ve sistemleri reddetmeyi (“lâ ilâhe”) ve yalnızca Allah’ı ilah, rab ve hâkim olarak kabul etmeyi (“illallah”) içerir. Bakara 2:256, Nahl 16:36 ve Zümer 39:17 gibi ayetler, tağutu inkâr etmeden tevhidin tamamlanamayacağını açıkça belirtir.
Tağut, Allah’ın otoritesine karşı çıkan her türlü varlık veya sistemdir ve “Lâ ilâhe illallah”ın nefiy kısmı, bu tağutları reddetmeyi ifade eder.

Allah’ın kanunlarını reddeden ve helal-haram sınırlarını ihlal eden bir şekilde uygulanıyorsa tağuti bir sistem olarak değerlendirilir. Bu durumda, yasama yetkisini Allah’tan alarak insana vermesi (Mâide 5:44) ve haramları meşrulaştırması (ör. faiz, zina) tağut niteliği kazandırır. Diğer tağut örnekleri arasında demokrasi, sekülerizm, kapitalizm, sosyalizm, tüketim kültürü, faiz sistemi ve bilimi ilahlaştırma yer alır. “Lâ ilâhe illallah”ın tağutu inkâr boyutu, Müslüman’dan bu sistemleri reddetmesini ve Allah’ın otoritesini savunmasını gerektirir. Aksi halde onlara boyun eğmesi onların kanunlarına itibar etmesi onu Şirke girmesine neden olur ve şirk işleyen müşrik kafir olur.